duruyor içimde o is, eski yerinde kalbin

ve öylesine pis, sanırsın

yüz yıl yıkasan geçmeyecek 

bugün öleceğim bu duvarlar ardında 

kimse bilmeyecek


yakışmaz bana kafatasımın içindekiler

şimdi niye yakışsın?

tutuyorum kendimi, sakın alışmasın.

zira bir şeyler bu kadar iyiyse 

bu aslında bir fırtınanın başlangıcı

kim bilir

bu aynada gördüğüm

aynı adamın kaçıncı yansıması?

hem de güz bir hüsnü getirmişken bağrında

neden yıkılmıyor eskilerin büstü aklımda?

duruyor akan rimelleri yastıkta

dudakların izleriyse bardakta

bu ihtirasın nedenini aramalı mıyım kasıklarında

yoksa bakmalı mıyım kalbimin odacıklarına?


yorgunum,

yahut mutlu olmadığımdan değil

mutluyum aslında

ucuz bir tuzağa kaptırmış misali kendimi

ve koyuvermişim kendimi akıntıya

hangi taşlara vuracaksa bu dalgalar 

vursun diyorum

çünkü güneş doğdukça ben

deliriyorum.