böyle sessiz sessiz bir başıma,

odamda ve bazen adını hatırlamadığım sokaklarda

kendimle alıp veremediğim bir şeyler oluyordu, benim de anlam veremediğim

hiç sormadığını, hiç kalmadığını

dönmeye niyetinin bile hiç olmadığını

düşünce anladım.

bir başımaydım, soğuktu

sonbabar henüz daha yoktu.

sesinden de sessizliğinden de hiç yoktu bir haber, her şeyden bihaber

ben ummuyordum dönüşünü.

camım buğulu adından geçiyordu

hiç sis çökmemiş şehirler, hiç düzelmiyordu bu bozuk caddeler

keder kalabalığı yalnızlık ile ölçülüyordu ki biz buna rastlamıyorduk.

anlıyordum elbet yavaş bile olsa

ancak düşmeyi bile sen öğrettin

henüz tekrar kalkamamışken.