aynalara dalar bazen insan
kim olduğunu anlamak için.
uzun uzun inceler kendisini
yüzüne bakar özellikle
belki bir açık verir de sızarım içeri diye.
öylesine aynaya bakarken bir gün
bir şey farkettim
içim çekilir gibi oldu bir an
aynı bir uçurumun kenarındaymışım gibi.
fakat aslında aynıydı yüzüm
değişen bir şey yok gibi duruyordu.
ama gözlerim kendi karanlığına dalmıştı.
karanlığın ortasından dipsiz bir kuyu bakıyordu gözlerimin içine.
anladım.
içerideki bana, ben içerideki bana bakıyordum.
hem konuşmak istiyordu hem de kendini ele vermemek.
sanki içeride bir şeyleri korur gibiydi
söyleyemeyeceğini biliyordum
içeridekini korumaya çalışan da bendim bir yandan.
fakat o zamana kadar hep geçiştirmiştim bu karşılaşmayı.
hayatın içinde akıp gidiyordum.
çünkü
korkuyordum.
insanın kendisi ile yüzleşmesi korkutur insanı.
ben de hayret ediyorum doğrusu o zamana kadar kaçışıma.
hâlbuki ordaydı sürekli
nereye gitsem içimdeydi
kime baksam onun gözlerindeydi.
o gün pervasızlığım üstümdeydi yine
bıraktım kendimi o kuyudan aşağıya
ne olursa olsun,
söyleyeceklerini duymaya hazırım demiştim.
fakat bitmek bilmedi bir türlü düşüşüm.
insan düşerken içinde bir şeyler yükselir bilirsiniz
o yükselme hiç bitmedi.
içimde hep garip bir his var şimdi.
kimse konuşmuyor düşerken
hani nerede söyleyeceklerin?
sandığım gibi korumuyor kimse herhangi bir şeyi.
daha ne kadar kaldırabilirim bu hissi bilmiyorum.
şimdi biri içimde aşağı düşerken onun içinde bir şeyler yükseliyor.
hayat akmıyor eskisi gibi.
çakılacağım günü bekliyorum.
Feza
2020-05-24T19:40:37+03:00beğenmenize sevindim çok teşekkürler.
Jean Valjean
2020-05-24T14:55:33+03:00Özellikle son kısımlarını çok beğendim. Kaleminize sağlık.