Daha yaşı olmayan bir şiir veriyorum dudaklarına
okudukça en derininden bir nefes al, sonra çık ağla
çok belkili mutluluklar ve bugünlerden kısa bir buğu
müsterih ol doğmak meşhur, yine kırarım kabuğumu
ara sıra hatırla, kahkahanla içimde tuttuğum ritmi
yahut gün batarken, rengini içimizle birleştirdiğimizi
gülüyordun, gülüşünden tuttum seni kaç kez,
düşüyordun aklımı başımdan
şimdi tanısınlar ikimizi de yeminli göz yaşımdan.
Karlı bir anadolu ortasındaydık, ağaçsız yıllarda
ceplerimde tohumu vardı, bin yılların rahmeti
kurudu açılmak için gülüşünü bekleyen gonca
bulup kıramadım bir çağ ötesi olan bu laneti
kırıp da uykuna rüya bırakamadım doyasıya
Bir akdeniz olan yüzünde vakit hep gün batımıydı
zeytin ağaçlarının tepelerinde gezinen kuşlar,
onlar sanıyorum beni avuçlarına parçalamaktaydı;
ne güzel talih ve ne acımasızdır bu dokunuşlar
kaç parçaysam, her parçam bunu da nimet saydı
***
Kaça katlarsam katlayayım kalbimi,
daha seni görür görmez açılır karşında
içinden tutup, ne kadar edersem o kadar say
senden fazla değilim ve sen ne kadar temiz, saf
ellerinle alıştır beni bu denize, göklere
yeşersin ceplerimdeki tohumlar
Mehmet Metli
2024-01-28T21:33:17+03:00Teşekkür ederim Dicle.
Dicle Tekin
2024-01-28T20:57:35+03:00Güzel şiir…
Mehmet Metli
2024-01-27T01:50:01+03:00Ben teşekkür ederim Server Bey.
Server Fethi
2024-01-27T01:31:48+03:00Şiirlerinizi epeydir takip eden biri olarak bu şiiri en iyi şiiriniz ilan etmek isterim kendi çapımda. Teşekkürler bu olanak için