İyi bir iş, iyi bir eş, kalıcı dostluklar.


Okyanustayım, yanımda sadece kürek var. Ben nasıl kayık yapacağım? Bana bunu öğretmediler. Elime tutuşturulan kürekten, bir eş, bir iş ve kalıcı dostluklar için çırpınmam gerek. Boğulmam için bütün koşullar vardı. Çırpınmam için ise bir kürek.


Ve rüya, klişe bir rüya bunlar. Benim hayallerim.

Titanik ile aynı okyanustayım, batışlarımız aynı çırpınışlarımız farklı.

Arabamın anahtarını gittiğimiz kafede masanın üstüne koyuyorum. Ferrari logosu gözükecek şekilde. Masaya gelen garson hoş geldiniz diyor ama bana bakarak değil, araba anahtarına bakarak.


-Hoş bulduk.

Ne arzu edersiniz, diye soruyor garson.

Menüyü rica edeceğim, diyerek teşekkür ediyorum.

Kısa süre içerisinde de gelen menünün içinden bir yemek siparişi veriyorum.


Kremalı mantar sosuna yatırılmış bonfile deyip teşekkür ediyorum.

Garson, nasıl pişsin efendim diyor; orta mı, az pişmiş, çok pişmiş?

Orta diyorum.

Okyanustayım ama kremalı mantar sosuna yatırılmış pirzola yiyorum. Okyanustayım ama elimde kürek var.

Titaniğin çırpınışı mı daha akılda kalacak yoksa benim çırpınışlarım mı?


Ve rüya klişe tabii.


Köpek balıkları küreğin kokusunu alıyor ve okyanus daha tehlikeli bir yer oluyor benim ve titanik için.


Titanikten beni gören insanlar bana yardım etmek için bir halat atıyorlar. Halata tutunuyorum ve tırmanmaya başlıyorum. Bir dakika, batan bir gemiye neden tırmanıyorum ben, deyip ipi bırakıyorum.


Ve kader, klişe.


Ben ne anlatıyorum size, tamam hatırladım devam edin okumaya.


Okyanustayım, yanımda kürek var; okyanustayım, yanımda titanik var.


Köpek balıklarının arasına tekrardan düşüyorum, canla başla elimdeki küreği vermemek için çabalıyorum.


Ve ilk okyanus galibiyetimi alıyorum, yaralar bereler içerisinde küreğime bakıyorum.

Benden sağlam, hala umudum var.


-Bekleyin çay demlemeye gidiyorum.-


Geldim, çay demlemek yazı yazmaktan daha zor benim için.


Ne anlatıyorum ben? Heh, okyanustayım, yanımda kürek var, okyanustayım, yanımda ne vardı başka? Hım hımm hımm...


Ve rüya.


Gözlerimi açtığımda yatağımdayım, yanımda babam var, yanımda annem var, yanımda eşim var... yanımda arkadaşlarım var.

Ben neden onların yanında değilim, bu cübbe giymiş adam benim başucumda neden dua okuyor?

Şimdi ölüm var.


Azrail daha gelmedi, yaşamak için şansım var.


Hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçmedi. Ölmedim daha.


Eşim, işim, dostlarım, herkes yanımda; kafamı eşime çeviriyorum.


Onunla üniversitede tanıştık. Babam beni zorla hukuk okumam için göndermişti. Zorla okumuştum hukuk fakültesini, İstanbul Üniversitesi'nde benim için en güzel gün, İklim'le tanıştığım gündü.


21.08.1995, onu ilk gördüğümde karnımda kelebekler uçuşuyordu. Ona aşık olmuştum.


Bir adam beliriyor İklim'in arkasında ama kayboluyor. Beyaz giyimli, anlam veremiyorum.


Annem İklim'in ellerini tutuyor. Sanki teselli ediyor gibi, annemle göz göze geliyorum.


Anam, az kahrımı çekmedi benim.


Annem, hep akrabalar arasında elle gösterilen çocuk olmamdan gurur duyardı.


Mehmet hukuk okuyor, Mehmet araba aldı. Hep annemin benimle övünmesi için çabalardım.


Onun İçin hayallerimden bile vazgeçerim. Mis gibi anne kokusu var odamda.


Annemin arkasında, İklim'in arkasında beliren beyaz giyinimli adam beliriyor.


Odada sigara kokusu var, anlam veremiyorum. Babam, evet babam sigara içmiş yine evde, diyorum. Çok sigara içerdi babam, annemle bu yüzden sürekli kavga ederlerdi.


Babam 65 yıllık çınar. Çok anlaşamazdık sürekli tartışırdık, yüzündeki kırışıklıkların sebebi bendim sanki, ben yaşlandırdım onu. Ona layık bir evlat olabilmek için ressam olmaktan vazgeçip hukuk okudum. Bu çınarın eğilmesinin sebebi, ona layık olamamam.


Babamın arkasında yine aynı adam beliriyor ve kayboluyor.


Fısıldaşmalar duyuyorum, kafamı sesin olduğu yere çeviriyorum. Gencer, Abdullah kendi aralarında konuşuyorlar. Gencer, Abdullah'a kendi aramızda verdiğimiz sözü hatırlatıyor. Kim erken ölürse, o gece kabrinin başında onunla sabahlayacağının sözünü hatırlatıyor.


Daha ben ölmedim diyorum Genceerrr...


Herkesin arkasında beliren adam, bu kez benim baş ucumda bana bakıyor. Gülümsüyor, elimi tutuyor ve beraber "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resulullah" diyoruz.


Kafamı tahtaya vuruyorum.


Hayallerinizi gerçekleştirdim, rahat uyuyabilirim.