Çok kıymetli okurlarım ve sıra arkadaşlarım konumuz edebi duygular :

Edebi  duyguların temeline inersek

 aslında duygular belli noktada edepten gelir Biz edep bilmezsek Utanmayı da bilmeyiz gülüşün, ağlamanın ya da üzülmenin kendi  içinde bir düsturu vardır Bu da hayatın genelini  oluşturur yani edebi hayatın duyguların temelinde insanın kendini ifade etmesi yatmaktadır Kimi bizim gibi duygularını kaleme dökerek Kimi bağırarak Kimi mezalimin zulmüne karşı yumruklarını kaldırarak 

Kimi zeytin dalı uzatarak Ez cümle   'duygularını ifade eder' 


Hatta Öyle ki Üstad Mehmet Akif Ersoy kalem bulamadığı için duygularını duvara yazmış Hemde kalemden yoksun  sonrasında Şanlı tarihimizin En nadide eseri İstiklal Marşı ortaya çıkmıştır


Çok değerli okurlarım dert ortaklarım bilhassa duyguların baş tacı  'aşk' 

Kalpten kalbe sonsuz bağlılığın verdiği hissiyattan bahsetmek isterim. 


Çok söylenmiş çok yazılmış bu konu üstüne çok tartışılmış. 

Nazımlar, Tevfikler, Erdemler, Cemal süreyyalar ve niceleri hepsinin ortak paydası

 Adem ile Havva'nın yasak elması 'Aşk'. 


Sözlerimi heybemde ki taşları dökerek bitirmek isterim bakalım bu aşk dedikleri benim ruhuma nasıl yansımış 


Haftaya görüşmek üzere esen kalın.