kabullenemiyorsun ya ellerine baktığında bir gerçeği

o an Ekrem’in anlında rüzgar kuşkulanıyor

Ekrem ki biraz eğridir oturunca

göğsünden fazlasıyla uzak kaldığındandır bu belki

dağılmış pazar yerleri gibidir o ara gözleri

 

vardır elbet kabullenmenin de bir tarihi

hep kendiyle mi vuruşur insan sahi?

Ekrem’e sorsak bunun nedeni gereksizdir

insan en azından hayatında bir kez güzel oturmalıdır

 

biçimsizleşmenin de bir tarihi vardır Ekrem’e göre

ellerine bıraktığında yansıyor yüzümüze ancak

kimse bilmiyor suya ilk düşen yıldırımın sonuçlarını

milyar yıl önce yaşanan sessizliği milad kabul ediyor Ekrem

milattan sonrası artık gereksiz bir tarih diyor.

 

şimdi anlaşılıyor ekremin pazar yerleri gibi

dağılmış gözlerinde hiçbir söz neden büyük harfle başlamıyor

kendine ulaşmanın bir tarihi olduğundan bahsediyor Ekrem

çoğunlukla buna zaman yetmiyor, diyor

 

 

Biz o sırada Ekrem’in büyük harfleriyle yan yana oturuyoruz

Hepimiz sırayla satırbaşlarından siliyoruz kendimizi