Göğsüme bir el'a ateş et, titrersem kırılsın gökyüzü.


Yüzün diyorum haziran muaf tutuluyor hüzünden 

Doksan çocuğuyuz doksan dokuz yaramız var

Arkası yarın kuşağı gibi ötelenmiş ruhumuz,

ütülenmiş de kat izi kalmış üzerimizde

sarılırsak belki geçer 

Sarılırsak küllerinden doğan bir anka gibi küllerinden doğar kim bilir doksanlık ihtimaller

Sarılırsak, sarılabilirsek tevrattan ve zeburdan ziyade hakka iman eder helak olmuş bütün kavimler 


Göğsümde bir ela nihavend.


Beni anla 

Çoraplarını top yapan her erkek gibi dağınığım biraz,

Beni toparla 

Çizgilerine basmadan yürüyebiliyorum kaldırım taşlarının lakin avucumdaki çizgilerde olsun parmak izlerin,

Benimle yürü

Biraz kırgınım, biraz yorgun, oldukça çocuk, benimle büyü

Mavi tokamı bulamıyorum gördün mü kadar, akşam eve gelirken iki somun ekmek, her sabah sakallarımda bir buse günaydın kadar yakın ol,

benimle uyan

Hayattan bir yaşamak alacağımız var


 Rabbim bir

 benimle inan.