Birini unuttum dün gece

Sevdiğim tanıdığım biriydi

Ölmüştü, acısını hissediyorum hâla kulaklarımda

Belki de ölmedi de unttuğum içindir


Anımsıyor gibi oluyorum bazen

Geçmiş olunca söz konusu dahası gelmiyor elimden zaten

Kim bilir nasıl biriydi de severdim

Belki de onu görünce gülümserdim


Hatırlıyorum sanki bir savaşın parçalarını

Ölümün sınırlarını genişletmek için yaşamın topraklarından çalmasını

Fethetmesini günün doğabileceği ufukları


Bazen öyle içten dökülüyor ki yapraklar

Bana yine onu hatırlatıyorlar

Bazen öyle içten sallanıyor ki yeryüzü

Hıçkırıklarla ağlıyor gibi geliyor dünya


Öyle içten bir çaresizlik ki bu hissettiğim

Bir duvarın dibinde sıkışmış ölümü beklediğim

Ölümdü! Hatıradım işte

Her aynaya baktığımda gördüğüm

Ve samimiyetle gülümsediğim


Öyle bir duvar ki bu

Bir geçsem ötesine

Sanki hayattan bir şeyler kucaklayacak beni

Ama öyle benden ki bu duvarlar

Şimdi kırsam onları, oturup ağlarım molozlarımın başında


Öyle içten ki, öyle gerçek ki

Tutmamak elde değil ellerinden

Ve diz çöküp önünde

Susmamak elde değil onun sessizliği karşısında


Öyle ihtişamlı ki karanlıkları, bilinmezlikleri

Öyle içten ki sırları

Şimdi o aynadan tanıştığım bu gizeme

Yine o aynadan bir parçayla

Kapılıp gitmemek elde değil

Dökülen kanlarımızdan göz kırpar bize aynı içtenlikle.