Her şey başlar ve biter diye teselli ettim kendimi. Herkes kendini böyle teselli eder, yoksa dünyanın ağırlığı hep ayağımıza dolanır. Dünya ayağımıza dolansın istemeyiz çünkü acıyı kökten bitirecek güçte değiliz. İnsanın güçsüzlüğü güçlülükle karıştırılıyor. Buna eminim. Güçsüz olduğumuz için devam ediyoruz, her şeyin daha iyi olacağına inanıyoruz. Acınası varlıklarız.
Güçlü değiliz işte, korkağız!
Bir acı avucumda onu bir vitrine yerleştirmeye çalışıyorum. Tozlu bir vitrine, bir daha hiç kullanmayacağımı düşündüğüm bir vitrine. İnsan mutluyken her şeye arkasını dönebiliyor, mutsuzken de eskiye dönerken biraz utangaçlaşıyor.
Bu yolları nasıl bir cesaretle geçtim, ne olacak sandım?
Bu geceyi geçireceğim, hazırlandım. Bir şişe şarabım, beni idare edecek kadar sigaram ve başını okşayıp hala nefes aldığını hissedebildiğim dört ayaklı dostlarım var odada. Bu evi hayvanlarla doldurdum, çünkü içimde olan boşluk insanla dolacak kadar soyut değil. Bu evi hayvanlarla doldurdum, çünkü sessizlik içimde bir yeri acıtıyor. Aynı acıyan yerim insanları görünce de acıyor.
Kendimi nasıl oyalayacağım, bunca akıp giden güne nasıl dayanacağım?
Ellerime bakıyorum, her şeyi yapmayı biliyor ellerim. Kapıyı açmayı, kahve yapmayı, kadeh doldurmayı. Bu ellerle biraz daha göze batmayabilirim. Ellerim her şeyi yapmayı biliyor, insan ellerine özenir mi? Ellerim bana bir şeyler öğretsin istiyorum.
İçime bir şeyler kazıyorum.
Bazı kelimeleri tekrar ediyorum.
'Anne, iş, kira, kedilerim, köpeğim.'
Beni ayakta tutacak kelimeleri tekrar ediyorum.
Ellerimi takip etmek zorundayım.
Tuğba Timurlenk
2022-03-09T09:49:03+03:00"ellerim bana bir şeyler öğretsin istiyorum" 🌸
Kalbimi bıraktım