kirpiğin fulyasında çürüyor narenciye

akıntıya kapılan her kuşun sesi ekşir

biliyorum kabuğunu soymalı absürtün

bir cismi yok ellerinin


aniden parlayan uçuruma akıyor yaşam

yabancı sarmaşıklar yazıyor adını

cebinde istilası paslanıyor ellerin

bir karanfil yakıyorum ben

son kan damlıyor avcuma

ne zaman ağlasa bebek ormana koşasım geliyor

arkamda buğulu bir tabanca

nişan alıyor gövdemi

şimdi yaşam ince bir bilekte atıyor

kakülleri kalçama yapışıyor

bir cismi yok ellerinin

gevşek kaslardan sıyrılıyorum

ağlamak yok


odanın en sıcak köşesinde

paslı anılar üfürüyor tenimi

yok yok yok bir cismi

ellerinin

ellerinin

cismi yok

vurma kamburumdan beni


bu bakışta ebedi kin var

bu sarışta ebedi kir var

yanık tenli ellerin

Küflü nasırlardan çakan şimşekler var


baba yadigarı elleri var acının

koynumda altın haç

İsa'yı gören var mı

siyah saçları ben kesmedim

çarmıhı gövdeme ben dikmedim

oluk oluk damlama öyle

avunup duruyor yılanın biri

bir cismi yok ellerinin

bir cismi yok gözlerinin

ne olur haykırma ismimi

ne olur yokuşun başında

haykırma ne olur ismimi

böylece sararmaz alnım

böylece incinmez tavrım

bu ellerde iknanın sesi var.