Serçe parmağıma pusu kuran sehpa ayakları

Boşluğumu yaylım ateşine tutan kaygan zemin

Elveda...

23 yaşımdayım ve dünya kafama, mutfağımda kafama silah dayıyor

Üstüne bir de elektrik faturası geliyor.

Altıma sıçıyorum etrafta bir şahit yok bu cinnete basbayağı

Altına saçıyorum oturma odasını bir çift cam için.

Üstü boş sandalyeler ve dört duvar tedirgin

Kapı zili halen umutlu fakat tablolar meraklı

Ne olacak şimdi bu dekadent kabadayı?


Seyir ettim takvime bir yaprak kala

Hesap ettim ömrümü ta ki son yaprağa kadar.

Arada kendime baktım önümden geçen vasıtaların camından

Emin oldum yalınlığıma orada

solumda sadece 'belediyesi' yazısı var

ki ben ne Eskişehir'im ne yeni bir aptal

Gördüm,

Camiden çıkan sakat adamlar

Bankalarda patronlar

Polisin sevmediği genç adamlar.


Çocuklar geçti yüzümün şu keskin kenarından

Sokak köpeğine paslı zincir takan kimsesiz tarafından.

Halkın halkalarını izliyorum banktan hepsi birbiri birbire

Ayaklarımda kopmuş zincir halkaları ardı ardına.

Şimdi kafamda silah dayalı, masanın bir kenarında dünya

Masanın üstü elektrik faturası

Masanın altı mevta.


Hoş bulduğum eve aynalar bıraktım konukluğun ar gereğini duymadan

Dar gelmeyen odalarda içinde bir sürü ben, biri sürü siz.

Lakin elveda edemedim aynalara

Sonuçta içinde bir tek ben, bir süre ben.