En iyi ihtimalle 70-80 yıl boyunca insan olarak geçireceğiz ömrümüzü. Neden tadını çıkarmıyoruz? 


Sonra ne mi olacak? Ruh forumumuza geri döneceğiz. Ta ki yeniden dünyaya gelene kadar. Yani benim inandığım bu. Evet reenkarnasyon. 


Küçücük şeylere takılıyoruz. Affetmek ve kucaklamak diye bir seçenek de var ama hep göz ardı ediyoruz bunu. 


Evrenin hammaddesi sevgidir. Sevgiden yapılmıştır her şey. Hepimizin içindeki o "öz" aşktan ibarettir. Bütün bunları öyle derinden hissederek deneyimledim ki... Tanrı tarafından öyle çok öyle çok seviliyoruz ki belki hissetsek aklımızı yitiririz. Gerçekten daima seviliyoruz. Korunuyoruz. İnsanın evladına duyduğu sevgiyi düşünün bir de Tanrı olduğunuzu ve yarattığınız varlığa duyacağınız sevgi ve şefkati hayal etmeye çalışın. Daima seviliyoruz.


Dünya yolculuğu zor, engebeli, dikenli vs. Ama daha önce seçip kabul etmediğimiz hiçbir şeyi yaşamıyoruz. Yani evet doğacağımız aileyi, hayatı, kaderimizi bilerek geliyoruz dünyaya. Ruhsal kontratlar var ve belli bir rolü canlandıran oyuncular gibiyiz aslında.


Dünya acıyla yoğrulmuş bir oyun alanı. Peki bu kadar çok acı neden var değil mi? Çünkü tekamülümüz yani ruhsal gelişimimiz için gerekli olan bu. Acılar kadar sevinçler de var. Hepsi de ince ince dokunmuş mükemmel bir sanat eseri sanki. Her birimizin hayatı birer mucizevi sanat eseri gibi değil mi? Sebepler, sonuçlar, alınacak dersler özenle hazırlanmış ve belli bir plana bağlı kalacak şekilde sıralanmış. Ama yine de hepsi geçici.


Yazılanı oynuyoruz bunu biliyoruz. Ben size şunu söylüyorum; dünyaya gelmeden önce yazılanı gördünüz, sevdiniz ve kabul ettiniz, hepsini bilerek doğdunuz bu yaşama. Bunu kabul etmek bazı kişilere zor gelebilir. Özellikle hayatı zorluklarla, acılarla, uyumsuzluklarla geçen kişiler için söz konusu etmek bile hakaret gibi gelebilir. Nereden biliyorsun diyebilirsiniz. Bilmekten öte hissediyorum. Bütün bunları çeşitli kaynaklardan okuyunca sanki öğrenmiş gibi değil de bildiğimi hatırlamış gibi hissettim. Herkesin yolu kendine özgüdür tabii ki.


Ruhun varlığını bile kabul etmeyen, dünyanın sadece gördüğümüz kadar olduğunu düşünen insanlar için bu yazdıklarım bir peri masalından ibaret biliyorum. Ama benim hissettiklerimi bir gün yaşayacaksınız onu da biliyorum. Çok da dert etmeye gerek yok hepimiz öleceğiz ve gerçeği göreceğiz. O zamana kadar hakkını vererek yaşamalıyız. Hiçbir an'ın bir benzeri daha olmayacak.


Elimizden akıp giden kum taneleri gibi zaman. Hâlâ vakit varken hissedin bütün kum tanelerinin sıcaklığını çünkü bir gün gelecek elleriniz bomboş kalacak.