Çelimsiz, titrek, yaşlı dalları çıplak

Erguvanın.

Neşesiz, halsiz, çiçeklerine hasret; gönlü

Erguvanın.

İlk açtığı çiçeklerin kokusu burnunda hala

Erguvanın.

Bahar ilk onu süsler, güzelliği mest ederdi

Erguvanın.

Nice sohbetler dönerdi gölgesinde

Erguvanın.

Kuşların yuvası dallarıydı

Erguvanın.

Şimdilerde yalnız, kapısını çalan yok

Erguvanın.

Pestenkerani üç beş söz edesim gelmese,

Esamesi okunmuyor erguvanın.