Bir geceyi daha öteliyoruz başka bir geceye. Yok oluşun sınırından yazıyoruz sözcükleri, gerçekleşmemiş bir ölümden arta kalanları yazarken defterimize bir ağaç katletmemiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Mut, bir ülkedir çok uzaklarda. Zambaklar düşerdi gök yüzünden, biz seninle ne zaman birbirimizi görsek. Bir tesadüfün getirdiği mutlak yanılsamada bulduk birbirimizi, ben hiç şarap içmediği için ürkek, sen ise muktedir bir tanrıydın o gece. Birbirimizi kaybettiğimizde bulduk, her yitik masalın kahramanları gibi. Sen Ophelia ben ise Hamlet'tim o gece. Sendin benim, öldüremeyişimin ardıdaki sır!

Temiz bir sayfaydı sonraki gün, bir sarılmanın yakınlığında bir olamayıştık o gece. O gece ki, kırılan bir tirbuşon, kaybolan bir taş, samimiyetsiz bir mektup. Hakikati olduğunca dile getiremeyiştik seninle. Herkes uyusun buluşalım, bir biz uyumayalım bir de anımsanan dizesi Ece Ayhan'ın.

Aşıklar gider aşıklar kalır, fark etmez, dostluğun ve muhabbetin bağında bir salkımıyız üzümün. Kaç nara susturdum bir geceyarısı ah bilsen! Corvus ellerimin arasında, pembeye çalan yanaklarına baktım da sustum. Güzel dostum! Bana soğuk sularda yüzmeyi öğreten! sana öğreteceğim şimdi bir ateş olup yanmayı, ve söndürülmeyi beklememeyi.