Bir hikaye gibi yazılıyorum geceye, son kadehimin üzerinden beş kadeh geçti. Yine de salkım saçak açıyorum kendimi müziğe ve harflerin sırasına. Hiçbir aşağılanma böylesi nüfuz etmemişti bedenime. Artık amaçsızım. Kayboldum ve yürümeye devam ediyorum, başka çarem var mı? Bilmemek artık elzem değil. Ölümün sıcak nefesini ensemde hissettiğimde "çekil üzerimden!" dedim ona. Her yanıma sirayet etmiş kokusu çıkmıyor gözlerimden. Anımsamanın ötesine taşıyorum onu, anlakta bir anı izi oluşuyor lakin bundan habersiz. Anımsananın ötesine taşıyorum onu, mevcudiyete yeniden getiriyorum.
Bir yanardağın içine atlasam, ateşe dönüşürmüşüm gibi hissediyorum bazen. Öyle küçüğüz ve öyle büyük görünüyor ki bize yerküre... Dünya bile küçücük kalıyor bazen, Güneş'in yanında örneğin. Bir parçasına dönüşmek isterdim ateşin, ve göğsümü yakan sızıyı baki kılmak. Sonsuza kadar gidecek bu şekilde, sürünceme her an farklı formlarda alsa özünde aynı şeyi ortaya koyuyor. Gerçeklik tiyatrosunda her şey yolunda, sarhoşluğum zirve noktalarında ve müzikal sancılarım güneş gibi metni aydınlatmakta. Şimdi bir yükseklik elde ediyorum yeryüzünde, harflerimin anlamı hiçbir zaman çözülmeyecek.