Tanışma/Taşınma
-Duyuyor musun?
-Neyi duyuyor muyum?
-Herhangi bir ses…
-Bulmaca gibi konuşmalarını sevmiyorum!
-Ne duyuyorsun şu an?
-Hiçbir şey!
-Bu evin etrafını saran ağaçların bulunduğu yere dikkat ettin mi?
-Hayır. Ne varmış ağaçların olduğu yerde?
-Evin önünden ve arkasında, yani etrafındaki ağaçlar eşit uzaklıkta…
-Eline cetvel alıp ölçtün mü? Yine takıntı yapıyorsun farkında mısın?
-Yapmıyorum! Sanki ağaçların arasında bir boşluk var ve bu ev tam ortasına yapılmış!
-Yani? Ne var bunda?
-Bu normal değil!
-Sana göre hiçbir şey normal değil!
-Hayır bu farklı!
-Kaprislerine saygı duyuyorum ama bu ikimiz içinde iyi bir fırsat.
-Ne fırsatı?
-Sen kitabını yazmak için bir yer arıyordun, buldun işte!
-Senin için iyi olan ne?
‘’Senden uzak kalmak’’ diyemedi Sevgi. Sustu sadece. Bir fırsat verelim olmaz mı?
İtiraz etmedi. Ahşap merdivenlerden bir üst kata çıktı. Sağ ve sol tarafında birer oda… Ve bir üst kat daha… Merdivenleri çıkmaya devam etti. İkinci kata geldiğinde karşısına bir kapı çıktı. Kapıyı açıp içeri girdiğinde ön tarafı tamamen cam kaplı geniş odada buldu kendini. Cam kapılardan birinden balkona çıktı. Göz alabildiğine yemyeşil ağaçlarla kaplı orman ayaklarının altında duruyordu. Balkonu çevreleyen korkulukların dibine kadar yürüyüp orada durdu. Çam ağaçlarından yayılan o nefes açan oksijeni içine çekip gözlerini kapattı bir süre. Arkasından gelen sesle irkildi.
‘’Çok güzel değil mi? Üstelik çok ucuz!’’ Sesin geldiği yöne dönünce sevgilisini gördü, cam kapının eşiğinde durmuş ona bakıyordu. Üzerinde kısa gri eteği, beyaz gömleği… ‘’Bu normal değil!’’ deyip yüzünü yeniden yeşil denize döndü. ‘’Yine başlamayacaksın değil mi? Sıkıldım senin bu komplo teorilerinden, hayal gücünün saçmaladıklarından. Ya bir kez olsun kabul et, bir kez olsun istediğimiz olunca sorgulamayı bırak ve sadece yaşarken tadını çıkar! Çok mu zor?’’
Zor değildi elbet. Ama ne zaman bir hayaline çok uğraşmadan kavuşsa hep arkasından büyük bir sorun yaşamıştı. Bu yüzden artık inanmıyordu hayatın ona karşılıksız mutluluklar sunacağına. Evet, bu ev de yıllardır hayallerini kurdukları kadar güzel bir evdi ve üstelik tam da onun istediği gibi insanlardan uzakta, yeni kitabını yazabileceği sakinliği ona verebilecek bir yerdeydi. Sevgilisi haklıydı belki de, belki de hayat bu defa kıyak geçmişti onlara ve istediklerini karşılıksız vermişti… Çamlardan yayılan kokuyu biraz daha ciğerlerine çekip sevgilisinin yanına gidip sarıldı. ‘’Tamam canım, anın tadını çıkaralım…’’
En alt kata geri döndüklerinde sabırsızlıkla bekleyen emlakçı kadınla karşılaştılar. ‘’Eğer evi beğendiyseniz işlemleri başlatalım. Ne kadar peşinat verebilirsiniz?’’ Kadının sabırsızlığı canını sıkmıştı ama sevgilisiyle yeniden göz göze gelince çok fazla üstelemedi. ‘’Yarısını peşin vereceğiz kalan kısmı için de bankadan kredi çekeceğiz. Krediye uygun demiştiniz.’’ Emlakçı kadın elinde tuttuğu dosyayı açıp bakıyormuş gibi yaptıktan sonra; ‘Evet, krediye uygun, şimdi dilerseniz bankaya gidip geri kalan işlemleri halledelim.’’ Neden bu kadar kolay oluyordu? Seslendiremedi bu düşüncesini ama yine de kabul etti.