benim evimin bir kedisi vardı,

tüyleri bembeyazdı ve en güzel pamuktan dokumaydı.

o kedi bir pazar sabahı kayboldu.


bir köpeğim vardı, adı napolyon'du,

kendimle savaşımın arasında kayboldu.

önce evden her şey birer birer yok oldu,


kedi gitti,

köpek öldü.

ben eridim bu bunaltıcı sabahların arasında.


sadece ev kaldı,

ruhsuz, yorgun.

gidenlerin arkasına bakmayı aklına getirmediği bir semtte birbirlerinin üstüne örülmüş duvarlar.

söylenmiş neşeli şarkılar bomboş odalarda yankılandı.


ev insan olmaktan çıktı,

ev yuva olmayı bıraktı.

hayat işte.

ev de ben de kedi de köpek de

bambaşka yerlere dağıldı.


evi içimde taşımadım,

yuvam olamadım.

dört duvar arasına sığındım.

yanımı kalabalıklaştırdım.

böyle geçer sandım.


oldu işte, olanların hepsi böyle.

bir yıl, bin kayıp.