Ellerin değmiyor diye üzüldüğün duvarlar,

Artık değebiliyorsun ama sana uzaklar.

Şimdi anlıyorsun,

O çocuksu, ılık neşeyi.

Alında biriken sıcak teri

Duvarlar aynı, evlerde.

O koridor boyu maceralar da eksiksin şimdi.

Büyürsün ayrılır yollar.

Yalnızken didik didik aradığın anılar,

Çekmecelerden parçalanıp dökülür.

Yalınlaşır anlam,

Dile gelir sözler.

Bir eksik,

Bir fazla, nesneler.

Evin işte içinde senin olmadığın.


Günlerden hanımeli,

Hani hanımeli?

Sen değiştin, yollar da değişti.

Ağaçlara eyvah, çimler bitti.

Var çerçevelere dantelli.

Yalnızlık nedir bilir misin?

Olup olamadığın yerlerin ağırlığıdır.

Çam balı kokusudur, yapış yapış.

Kelebeklerden sim,

Büyük bisiklete heves.

Söndü bisikletin tekeri.

Vitrinlerde var camlı şampuan.

Vitrinler gitti, şampuan bitti.

Güzel bir teypti,

İçinde Ahmed abi.

Rıza efkarlı sigara içerdi.

Yok barış çiçeği artık ha Rıza.

Barıştıramadık kimseyi.


Uzun bir göç serüveni,

Evin kafasında taslak halinde.

Yorulmuş çivi başları.

Ve çoğu fotoğraf tebessümlü.

Herkes yazmıştır birkaç mektup.

Gitmeden evvel.

Affedersin, değil mi?

Gidişlerin hepsi dönmek için belki.

Başka şekilde.

Pencerelerden sayıyorum insan azlığını...

Ve anlıyorum barikatların amacını.

Anlıyorum, anlıyorum

Ve anlıyorum.

Uzak kalabilmeyi.



17.40

09.12.22