2020 de yazmışım.Bir gün geri dönemeyeceğimi bilmeden..


Gece saat 2:00 


Gelişigüzel bir gün,öylesine bir gece.

Yaşıyorum ama bilmem tadında.Uyandığım saatten şu saate kadar verdiğim varoluş,fikir mücadeleri.

Hayat kendi içinde bir mücadele.Evinde ki insanlarla bile bir mücadele içindesin.Ne acı!!

Evdeyim asıl mücadelenin başladığı yer “Evimiz”. Bir çatı,bir duvar.Yokluğu bizi süründüren “evimiz”.


Hayatla mücadelemiz doğduğumuz evde başlıyor ilk önce.Evdekilerle mücadele etmek de kendi içinde zor bir olay.Yüzü asık hayattan bezmiş baba,herşeye gerilen anne ve hassasiyeti,herşeye kulp bulan nezaketten uzak herşeyi çok bilen kardeşler.

Ve sen tabiki…

Bize evimiz diye tanıtılan yer kadar özgürlük.Öyle sanırdım yani.Annenin,babanın zevkiyle tüm herşeyi onların seçtiği bazı zamanlar fikrinin geçerli olduğu ev,evimiz.

Kendini ne kadar evinde hissediyorsun mesela.Kaçımız evinde hissediyor.Bu teranenin yokluğu da çok can sıkıcı biliyorum deneyimledim.İnsan bu kargaşayı özlüyor.Ben de özlüyordum.

Bu dengeyi kurabilmeyi becerebilsek evimizde hissedebiliriz kendimizi.Bana göre ev huzurlu olandır.Güvenli ve huzurlu yerleri “evimde gibiyim” diyerek tanımlıyorum ben.


Ben çoğu zaman evimde gibi hissetmiyorum.Misafirsin der gibi davranıyorlar yani ben öyle algılıyorum.Neden herkes agrasif birbirimize kusacak ne kadar kinimiz varmış meğer…

Oysa ki biz birbirimizi çok sevmiyor muyduk? Biz bir aile değil miydik?

Böyle birgün biri kolundan tutup hadi bakalım güle güle git diyecek gibi garip bir his.Bugün de kendimi anlatamadım sevgili anneciğim,babacığım.Olsun zaten ne gerek var ki.Sevgili kardeşim bugün de sana gereksiz bağırdığını,hayat sandığın gibi değil yaşadığın gibi olduğunu anlatamadım.Bugün de evde ki en yalnış kişi benim evet.Gelecekteki kocam gel beni bul bence ben pek haklı değilim buralarda.

Ve iç sesime dönmek zorunda olduğum bir gün daha başlamakta.Siz yine savaşın belki birşeyler değişebilir.