Uygarlığın huzursuzluğu beni buraya iten,

Toplumun ihanetiydi çocukluğun ruhuna inen,

Ensemizde iğreti bir nefes,

Ve ben hangi sokaktan dönsem eve varamıyorum.

.

bana ait kaç kelime kaldı zaten,

Kelimelerin hafızasında saklı düşler.

Bir hikayenin peşinlen gidenler var.

Ve ben hangi sokaktan dönsem eve varamıyorum.


Bilmediğim yerlerde bilmediğim şarkılara eşlik etmeye çalışırım ben.

Dinginleşir notalarım,

Zaten ruha dokunan müzklerin de evi yoktur.


Göğsümde bir öküz,

Aklımda kalabalık bir gürültü,

Fakat defterimde hep kuş sesleri,

Ve ben hangi sokaktan dönsem eve varamıyorum.


Rüyalarımda dinazorlarla dans edip

Karıncalarla ekmeğimi bölüşüyorum.

Fakat ağustos böceği daha yılgın artık

Söyleyemiyor şarkısını.

Ve ben hangi sokaktan dönsem eve varamıyorum.


Zihnimin ışık hızındaki yolculuğunda

Yolları da sırt çantama alıp,

Sokaklara taşıyorum.

Ve ben hangi sokaktan dönsem eve varamıyorum.


 yolculuk anı geldiğinde,

Alaleda uykundan uyanırsın.

Vestiyere astığın benliğini tekrar giydiğinde üstüne,

Salonda oturacak yer bulamamış da sıkışmış gibi hissedersin.

Kendini köklerinden söküp sıkıştığın yerden kalktığında

Geriye bakarsın,

Eski yerin yoktur artık.

Ve hangi sokaktan dönsen eve varamazsın.