Bir yangın ki bu, ateşi fikirden

Rüzgarı öfkeden

Öfke ya, neye öfke?

Düşünceye, coğrafyaya, kadere

Aynılığa, katıya öfke

Gerçeğe, doğruya, akıla öfke


Örse bayrağı savurulmadan önce soruldu mu, hiç?

Hangi çocuk isterdi hor kimlikle doğmayı?

Kapısı çarpılılardan olmayı, kim isterdi?


Misafir ağırlamalarından önce tablo saklanan

Kitap saklanan

Damları akan evler

Süresiz mazlum rolünü giyinen

Ölüm doğurduğunda haber değeri taşımayan evler

Yıkılsın


Yıkılsın azınlığı yontma işlevinde makinelerin çarkları

Devrilsin mazlumun üzerindeki, üzerinden yükselen ne varsa


Tersine dönse de aklanamayacak bir devran bu, çünkü

Akışı değişse de arınmayacak bir ırmak

Yok içinde mutlu balık, civarında yeşil ağaç

Yankılanmıyor yaşama ve umuda dair

Sevgiye, düşünceye dair bir ses

Her yanı kan çağlıyor

Toptan kurutulmalı


-Kahrolması gerektiği halde kahrolmayan bir şeyler için on beş saniyelik bir iç çekiş duruşu-


Tekrar hatırlamaya gerek yok

Dünyanın tarihi belli, heybemizin hiçbir şeyi değiştirmeyecek, düzeni

Olsun

Olsun, olsun


Neyse, olsun

Çoğalan yangınlardan korkan

bir çocuğa mızıka sesi üretmek mümkün

Hala mümkün

Şiirler mümkün, türküler, şarkılar,

Tarih unutturmayan tablolar, mümkün

Değiştirmek imkan dahilinde değilse

bile yaşanmamış davranmamak mümkün

Unutturmamak imkanı

Evet, hala mümkün


Derince sessizlik geriyor göğe

abanan kötülük

Ezilmemek elde değilse bile,

Ezilirken dilediğimiz tınıları mırıldanmak mümkün

Kulak çatlatan sesleri durdurmak elde değil, evet

Ama okkalı bir gürültü çıkarmak

Her zaman mümkün


Tamam, bilirim

Korkmazgil'den belledik

"yaşamak güç 

kolay değil eğrilmemek sapmamak 

satılmamak kolay değil canlarım 

dik tutmak kolay değil

şu güzel başı"


Ama yoldayız, yürüyeceğiz elbet

Bu vicdan, bu akılla

Durmaya ikna edemeyiz hiçbir yeri


Al, bu kendime çeyrek asırlık, tembih

Al bu, parmakların ayazdan mor

Al bu tir tir titre, bedenin, bil ve

Kavı nefret olan hiçbir ateşin sıcağında ovuşturma ellerini

Ellerimi buraya

Bırakıyorum