düşen her zaman bir sığınak bulur biliyorum,

biraz daha sabır, biraz daha inat.

dudağım titrerse ne güzel,

köşelerimi yumuşatmanın türlü türlü yolları,

keskinliğim ne yaparsam yapayım taşıyor günün içinden.


kimse yoksa yavaşlıyor denizin dalgaları,olan biteni izliyorum,

biri varsa yanımda, kelimelerim kimliksiz ve eciş büşüş.


her şeyim bir vurulmuş ilahı andırıyor.

kan içinde kaldığım yerden yeryüzü utansın.

tırnaklarımın bile dibine kadar işgal altında,

vücudum ezilenin ezmeyi öğrendiği ayak izleriyle dolu.


iltihaplı parmak uçlarımı kağıtlara değdirmekten usandım.


ne nefes almayı düşünüyorum,

ne de senden ve pahallılıktan bahsetmeyi.

olsun, bitsin. ben çok başka bir yerdeyim.


ben güleç bir kadın değilim,

öfkeyle bağış arasında duran bir virgülüm sadece.

-kimsenin önünde durup bakmadığı biriyim hatta-

farkındayım.

alelade bir alışkanlık, gözden çoktan çıkarılmış, duran-belki yüzyıllarca-

bir küçük silik vurgusuz virgül.

biliyorum.


(bir çiçeğe nazikçe yaklaşmak ve sonra - koparmak - yersiz,yurtsuz bırakmak)

son nefese dört nala koşmam biraz da bundan benim.