Nefretle bakış atıyor suratıma raftan

okunacak kitaplarım

sahil kenarında bir çay bardağı,dudağımın izini arıyor

Gülhane’de ceviz ağaçları çağırıyor beni

Pierre Loti’de masa örtüleri

böyle ara vermemiştim yaşamaya


Mezarlıklar var ziyaretimi bekleyen

ölüler ve ahiretle biraz mesafeliyim bu aralar

bir martı simit atmamı bekliyor Eminönü’nde kendisine

Sirkeci’de trenin kalkışı geç kalışımdan rötarlı

Haliç’te buluşacak sevgililer

ayrılık konuşması için icazet bekliyor benden

Müstakbel Türk kahveleri soğuyor

Yurdumun aşk acısı çeken kızlarına ısmarlanacak

Dinlenecek dertler soğuyor

böyle sürmemişti hiçbir mevsim


Seveceğim kadın hangi boş avuntularla dünyasını dolduruyor kim bilir

Ümit ediyorum önereceğim şarkılar ve

Kitaplardan bihaberdir diye

Bilmiyor muhtemelen bu yılın upuzun bir yıl olduğunu


Kaç hayata dokunsa dokunduğu yerin izi parmağında insanın

Bir eli tuttuysa tuttuğu elin nemi avcunun içinde

Oysa onca iz ve işarete rağmen

unutuluyor simalar

suretler siliniyor dimağdan

Hatıralar iyi ve kötü birbirine karışıyor

Eriyip gidiyor

Söylenir ya hem

Unutuşun da bir cazibesi var elbette