Yalnızlığın kolları çekiyor beni kendisine. Ne yapacağımı bilmeden istemsizce gidiyor ayaklarım onun istediği gibi.
Ne olacak sahi? Ne değişecek şimdi? Neler gelecek, daha neler gelmeli başımıza?
İçimi dökünce öyle, rahatlarım sandım. Ama çok yazdığımdan mıdır nedir yorgun düştüm...
Anlayamadığım beni, karanlığına çeken bir yorgunluk var üstümde. Atamıyorum bunu bir türlü üstümden.
Olmuyor başaramıyorum. Biliyorum elimden gelen, yapmam gereken her şeyi yapmıyorum. Ama bu benim için çok zor. Attığım her bir adımda sarsılıyor bedenim. Düşmemek için çabalarken öylece devriliyorum yere.
Tek istediğim yok olmak belki de.
Var olmak, nefes alabilmek kadar zor benim için.
Gitmiyor hayat.
Gidiyor belki günler ama olmuyor içimde gerçekten güzel bir şeyler.
Sahi, anbean tükenir mi insan?
Her zerresiyle hisseder mi bunu?
Her saniye öldüğünü bilir mi?
Yıkılışın ardından gelen güzellik,
Hani neredesin şimdi?
Ah benliğim yok oluyor.
Bedenimi taşımak ağır geliyor.
Kafam vücuduma zarar veriyor.
Ah virane olmuş sokakların sessizliğine hasret kalıyor ruhum.
Ölüyorum binlerce kez.
Lâkin, yaşamak henüz keşfedilmemiş.