felçli bir hayatın gözbebeğiyim

kafası hançerlenmeyi bekleyen

zakkumlar kırmızıya çalmaya başlıyor

seksen parçaya bölünmüş ruhun dumanı tütüyor avluda

ağzıma aldığım her ruh gibi acılaşıyor bu da

kekeme bırakmış kendini gül

kurdeşenli bir miyavlamayla salınıyorum

ne zaman gülümseyecek ellerim ne zaman

bir yatağı evim sanıyorum uzun zamandır

ev

neresi

bilmiyorum


sirkeye yatırdım bulanık acılarımı

ve pakistandan getirttim tüm günahkarları

bir yılan ve kartal arasında dönüyor dünya

benim ellerim arasında dönüyor dünya

tüm taburelerini çekmişim yer kürenin altından kara masalarda beyaz dansözler oynatmışım


sürrealist bir aşk damıttım yüreğimden

kırık bir kalbi yüz yerinden yamaladım

şimdi her şey bulanık her şey ulaşılmaz sanki

haykırmak geliyor içimden bir buluta karşı

köpürerek yırtmak kılıfı

zamanı uyutarak


felçli bir hayatın gözbebeğiyim ben

evim neresi

bilmiyorum.