tükettim bana aşkı ilham eden yazgıyı, tükettim her şeyi

bilmedim bu hatanın neresidir, dönülecek yeri

eriştiğim günleri yakın buldum tarihe karışmaya

çürüyen ellerimle ne katmıştım bu ağır ve aksak dünyaya


varışsız bir istikamette seyrederken eksildim

sarıp sarmalandığım mazeret neydi

neydi süründüğüm bezginlik veren ecza

niçin meylettim bu yola düşmeye

ölüm sonrasının bir cehennem alâmetiyim sanki


anlaşılmaz, günahmış feryada yakın yerde susmak

dehşet saçan yalgına varınca ne değişebilir

nasıl bir yaratıksam dünyayla hiçbir rabıtam yok

hayvanların, dağın taşın aksine bu yaratılış yerle bir


tanrıya seslenmek için bulduğum bahaneler yetmedi hiç

musa değilim elbet, nasıl yarayım bir denizi

hangi sathında bulundum bu karmaşanın

tanımam etmem hiç, geride bıraktığım hayatın izini


bir ağlatı bu, taze yanakları olan bir ademin

berraktı, düşkün çehresini kaplayan şairlik

sıkıntılı bir belirtisidir bu peşine düştüğüm müjdenin

etimdeyse bu müjdeden sirayet etmiş bir gariplik


adımın sanımın üstü ucuz medeniyetle çizilmiş

zikre şayan değilim artık bu suretle

göğsümde yatan öfke izdiham yaratabilirmiş


ölmek istemek histen çıktı artık, bir düşünce bu

bu arzunun karşısında boynum bükük,

elverişsiz ve de mahzunum

nereden geçiyor artık bir hayata varmayan yolum