özgür bir kız çocuğu olmak istedim


ve asi.


hayatsa bana bir balkon bahşetti.


yere yakın bir balkon,


insanlara yakın.


balkonumda masam var,


ve sandalyem...


onlar da insanlara yakın, bana yakın.


balkonumun sahibiyim, çıplak ayaklarımın olduğu gibi.


neyim varsa iyi veya kötü, hepsine el uzattım,


hepsi de bana demir attı.


bir okyanus olduğum zamanları hatırlıyorum.


o zamanlar kendimi sadece bir dalga sanardım.


sabaha karşı 5'te kıyıya vuramayacağım diye ödüm kopardı.


korkardım hem diğer dalgara karışamamaktan hem de kendime yabancı kalmaktan.


neyim varsa iyi veya kötü, bana demir attı


ve ben bir okyanus oldum.


sabaha karşı 5'te özgür oldum.


özgür bir kız çocuğu olmak istedim, ve asi ve bir okyanus olabilen.


sonra hayat balkonuma bir fesleğen koydu.


kiremit rengi saksısının içinde, fesleğen gibi duran bir fesleğen.


gün batımı olduğum zamanları hatırlıyorum.


o zamanlar kendimi sadece küçük bir pembelik sanardım.


dilediğim renklere bulanamayacağım diye ödüm kopardı.


aklım çıkardı hem mavi olmaktan hem pembe hem kırmızı.


bir el bana uzandı, omzumu tuttu.


ben dinginleştim


ve bir gün batımı oldum.


o el benim elimdi.


fesleğenime bir el uzandı.


fesleğenim asi oldu, özgür oldu ve bir fesleğen oldu.


bir el ne zaman bir gün batımına dokunsa veya bir okyanusa veya bir fesleğene


o sabaha karşı 5'te özgür oldu.


o el benim elimdi.


şimdi dalgalar şahlanarak kıyılara vuruyor,


gün batıyor,


fesleğen, bir fesleğen kokuyor.


ben elimde ne varsa bırakıyorum.


kalıyorum sadece bendeki anısıyla, kokusuyla, ıslaklığıyla.