Bu belki artık bir isyandır kendime bilemem

Mesela sineklerin tanrısı ve benim tanrım nasıl bir olabilir ikilemleri taksim ediyor benliğime

Sanırım kafayı yiyorum.

Oysa hayatı ritimlendirmeliydim ışıklarda su satan çocuk misali aynı notalara basmalıydım, aynı yerlerde vurgulamalıydım kırmızı çizgilerimi. Robotlaşmaktan ziyade sürekli eğlendiren ezgiler olmalıydı mesela hıncahınç sallarken pusatımı umuda.

Kaç savaşın kazancıdır artık bana bu benliğim bilemem. Oysa var oluşu aramak, kendini aramak; çiçek koklamaktı, toplamaya bile gerek duymadan. Geçmişi aramaktı var oluş doğruyu aramaktı. Zindanlarda ölüm düşü prangalarıma heyecan verirken

Özgürlüğümü bir bardak suya gömmekti var oluş nazarımda.

Kaç yol gider tanrı minnetine bilmem, benim kurban diye yüreğim var ellerimde, biraz da isyan. Hem de isa misali babamın unuttuğu yerdeyken Cudi’yi andırırcasına gam gemilerinin limanıydım bu yaşımda.

Hayat en çok bu yaşımda öğretti bana elinde çalı çırpısıyla; marifet düşünmeden eskitmekmiş yılları, amaç aramadan belki bir nihilist gibi nefes bakiyeni doldurup boşluğa düşmeden mecburi ve içgüdüsel bir inanca mensup olmak zorunda olduğumu.

Oysa hayat masum bir zaman oyunuydu sadece; bileşenlerin suçuydu belki düşünme yetisi fakat ben aklımın aldığı kadarıyla bile tüm kinimi hayata saklamış gibiydim hem de 

elimde tek kurşunluk bir mavzer eşliğinde yani o kadar aciz ve çaresiz.


23.11.2021



Bana her yaşımda farklı bir elini uzatıp kendini tanıtan hayata karşı savaşım hala bitmedi. Lakin bu sefer korkmalısın hayat; artık elimde daha büyük silahım var. Düşünme yetimi her geçen gün teslim ediyorum tanrıya. Sanırım deliriyorum :)


16.07.2023