Kafam bulanık. Tek rutinim sabahlamak ve uykuya daldığımda aralıklı defalarca uyanıp rüyalarımın bitmesini beklemek. Kendimi dinlemek ve bomboş kalmak istedim, ancak ben içinde ne olduğu belirsiz bir kuyu gibiymişim. Kötü bir halde olduğumda yaptıklarımın haddi hesabı yok. Tek yaşadığım sürece kaç sigara içtim bilmiyorum. Kızarık gözlerimle bir şeyler karalamaya çalışıyorum, çünkü bilirim yazmak bünyeme gelen en mükemmel şey. Berbat ruh halime iyi gelen tek şey kalemim olmuştu. Kendimi sorguya çekmek ve bunu düzeltmeye -yani kendimi iyileştirmeye- çalışmak çok zor. Yaşadıklarımın etkisinden çıkamıyorum, yansıtmamak elimde olmuyor artık. Sol bacağım beni zorlaştırıyor, üstesinden g-e-l-e-m-i-y-o-r-u-m.