Gecenin kuytusunda bir gök sancılanmakta
Gürültülü bir çığlık yıldızlardan uzanıp
İhtişamsız bir şehrin pırıltılı suyuna
Usul usul sızmadadır bir günden artakalan
Ne varsa yaşanmış ve yaşanmakta olan
Damlalarla büründü körpe üryan çocuklar
Süzüldü görmemeye ant içilmiş bakraca
Yudum yudum içtiler şehrin köpekleriyle
Ünlenmiş yarınları dünlerinin aynası
Aynısı onca yıldır aynalarda görünen
Gömülür yaşlı korkak taşlı toprak altına
Övülür varoşlarda belki üç vakte kadar
Nedendir bu diyarda ölüm hayra yorulmaz
Gök geceye doğurur kara kandan bir cenin
Akan kandan sorulur kor barutun hesabı
Kurulur mahkemeler yaralar yargılanır
Boynunadır vebali sızdıkça sızlayanın
Namluların boyunları belki bir gün vurulur
Gün gelene dek gökler gök geceler doğurur