Göğsündeki ağrıyı bastır!

Nasılsa yarın yeniden uyanıp devam edeceksin yarım kalmaya.

Tüm sözcüklerin sussun ve uyku alsın korkularını.

Ağlaya ağlaya yatışır yalnızlığın ve dokunmamışlıkların.

Rüyaların beklemenin kırılganlığıyla geçsin gözlerinden.

Kaç kez düşer gibi bir yüksekliği.

Kaç kez sıyırıp geçer gibi bir ölümü.

Sesini tut! Bak, çığlıkların kayboluyor alışkanlığın oyuğunda.


Kim anlar eksilip durduğun yerlerini?

Kim sorar asıl soruyu? Cevabına yalanlar bulaşmadan kim dinler seni?


Sen ki yalnızlığı, yönünü kaybetmiş bir suyun akışı gibi yaşadın. Sen ki yatağını bulamadın hiçbir akışın.


Düşlersin. Düşlersin yenile yıkıla kendini yaşamayı. Çünkü "Kalp atışlarımı dinlemenin bir bedeli var." diyor Sylvia.


Sonra kabuğunu çıkartın geceleri içindeki yaranı ve bir kadına duyduğun aşkı avuttun yüreğinde. Ne suçlu ne de yanlıştın duygularında. Tüm yasakları sildin derinden, ruhundan. Kabuğuna geri döndün ve aynı yarayı kimselere fark ettirmeden kapattın sabahları her gün.

Devam ettin...

Devam edeceksin...


Yaşamak ki kapanmaz yara olur yeniden ellerinde ve teninde...


Anlamsız kurduğun cümlelere yerleştir adını şimdi. Adın ki beş yanlış harfin bir araya geldiği. Sen ki bir nehir ismi olmak isterdin sorulsaydı eğer. Çünkü suları seversin en çok şu yeryüzünde...  


Ve sesler bitti bak! Dünya kendine çekildi yine. Geceye geldin işte. Dönüp dolaşıp çaresizce konuştuğun ıssız duvara...

Baktın yine. Baktın upuzun bir bekleyişe... Gelmeyecek, geçmeyecek her şeyi uzun uzun düşündün.

Tam da burada sustun. Burası sustuğun yerdir bir acıyı işte. Yasını tuttuğun boşluğun kaç zamandır fotoğrafları kızgın. Yüreğindeki ışığı kaybetmiş bir bakışın üzgünlüğüyle durdun...


"Öfkeni diri tut." dediğin geceler, öfkeni unuttuğun sabahlar...

Çaresizliğin bir cümleyi tamamlayamamak.

Sustun işte! Konuştun işte!

Yapayalnızsın işte!

Gecenin sancısı sende hep.

Tutunmak, düşmek birer sözcük.

Sen kendini sayıkla korkularından. Adın kaybolsun, cümlen yarım kalsın.

Ağrın hep gecede ağrır.

Ağrıyan yerlerini göster geceye bu yüzden. Gecenin karanlığından başka kimseler dokunmaz gözyaşlarına çünkü...