Kim ki, O, sürekli geçmişteki zaferleriyle böbürleniyordur, O ki düşmeye mâhkumdur. Geçmişi bir ders olarak kullanan, lakin mühim olanın gelecekte olduğunu unutmayan zaferlerine zafer ekleyecektir! Mağlubiyetlerinden ders çıkartmak mühimdir, zayıflığını düşmanından öğren. Ve bir ayna karşısında kim ki kendini olduğu gibi görebilir, en üstün göz O'na aittir. Bir şimdi ve geçmiş ve gelecek ayrımına gidilir böylece. Şimdi geçmişin birikmesidir, ve geleceğin belirleyicisi. Geçmişin izinde meydana gelen aksamalar çözülmeksizin gelecekte hep bir yansıması söz konusu olacaktır. Oysa gelecek bütünüyle yeni ve aydınlık olabilir. Öncelikli hedefimiz geçmişin pişmanlıklarından, travmalarından, ve hatta zaferlerinden arınmaktır. Öğrenilecek olan öğrenildiğinde geriye kalan çekirdek (Freud'un bahsettiği gibi bir şeftali örneği kullanabiliriz) uygun toprağı bulduğunda yeşerebilir. Bazen ise Lacan'ın bahsettiği gibi soğandır, geriye yalnızca hiçlik kalır. Örneklendirmek gerekirse, saat 03.00'da sokakta dolaşan bir kadın darp edildiğinde ne çeşit bir ders çıkarılır ki buradan! Yanlış toplumda yaşadığı sonucu dışında pek bir şey öğrenilmez, toplumun yanlış olduğu sonucu dışında bir şey öğrenilmez. Geçmiş ve gelecek birbirine eklemlenir şu an dediğim an içinde. Şu an ki, yakalanamaz ve yekparedir. En kıymetli olarak görülmesi, bir farkındalık oluşumundan öte gelir. Geçmişin birikmesidir bu, geleceğin arzulanmasıdır bu. Bir yol, ya da öteki, belirgin biçimde karşımıza çıkar. Geçmişin birikmesidir çünkü; olayların sebeplerinin ve sonuçlarının öğrenilmesidir. Geleceğin arzulanmasıdır çünkü; kurulan bir düşte, öteki olan arzuya ulaşmanın yolu vardır, o yolda yürümeye başlamaktır.
Tüm açıklamalarımız basit bir geçmiş ve gelecek ve şimdi tasviri üzerine kuruludur. Üç kavram da açıklanamaz hallerini korurlar, yine de haklarında gevezelik etmeye devam edeceğiz. Şimdi, geçmişin belirlenimi üzerinden geleceği belirler. Hür irade dediğimiz şey, bir şimdidir, bir gelecektir ve bir geçmiş. Şimdide tahayyül edebildiğimiz geçmişin birikmesidir, peşinde olduğumuz ise geçmişi sollayıp, geleceği hiç olmadığı bir şekliyle düşleyen benliktir. Kitleleri eğitmek bedbaht bir iştir, anahtarı ise hürlükte gizildir.