Dün gece uzun bir yolculuktan döndüm
evimden ve yaşantımdan yüzlerce kilometre uzaktan
döndüm
yalnız odama döndüğümde yaptığım ilk şey oldu
özgürlüğümü çıkarıp kapının arkasına asmak
kanatlarımı da otobüste unuttum belki de
bilmiyorum, yoklar yerlerinde
çünkü arkama bakmaksızın koştuğum yolda
neredeyse hiç kullanmıyorum onları
neredeyse hiç yaşamıyor
neredeyse hiç hissetmiyorum
gideceğim yere beni otobüs götürse de
ruhum kanatlanmış ama
döndüm
sandalyeme oturdum
ve özgürlüğümü, tekrar tozlanmak üzere rafa kaldırmam yetmezmiş gibi
sanki ruhuma tonlar zincirlenmiş
sanki bu yalnız odama
sanki bu yaşam yoksunu yaşantıma
mahkummuşum gibi
bir anda düştüm, çakılıp kaldım
esasında ben öyle çok istiyorum ki yaşamayı
öyle çok istiyorum ki daha çok hissetmeyi
bazı bazı gözlerimden taşıyor
boğazıma takılıyor bir kaya
durduramıyorum
ve elimden hiçbir şey gelmiyor
beklemekten, sürüklenmekten ve oyalanmaktan başka
görünen o ki
yaşamın tek gerçek ve kaçınılmaz acı döngüsü olan
bu dalgalanma hali içerisinde
her zaman bekleyeceğim
dalgaları
karşı konulamaz savrulmaları aşıp
işte özgürüm!
işte yaşıyorum!
diyebileceğim
o gerçek dışı
ama bir o kadar da gerçek zamanları
Serhat Tepe
2020-11-07T15:08:15+03:00Şiir hoştu ama bence tek dizede, bir vuruşta, anlatabileceğiniz herhangi bir şeyi üç dört dizeye yayarak enerjisini düşürmüşsünüz gibi geldi. Elinize sağlık, yeni üretimlerinizi bekliyor olacağım.