Hepimiz, başkalarının bizlere değerli olduğumuzu hissettirmesini isteriz. Hatta kimi zaman değerli hissettirmelerini sağlamak için küçük oyunlar, kurgular, kendimizle bu oyunu oynarız. Bu oyunlar bazen boşa gidebilir, bazen işe yarayabilir. Ama tüm bu olanların ardında derin düşüncelere daldığında değersiz olmanın karamsar hüznü kalbini karartır, içini bunaltır.

Biliyorum ve seni anlıyorum. Bu his biraz şey gibi, tüm sevdiklerinin olduğu bir kalabalıktasın, bir anda ayağın takılıyor ve paldır küldür düşüyorsun. Ayağa kalkmaya çalışırken bir yandan "sorun yok ben iyiyim" demenin peşindesin. Ama kafanı kaldırdığında o sevdiklerinin ilgisinin tamamen başka bir yerde olduğunu, hatta birinin yanından geçerken bir tekme vurduğunu hissediyorsun. Değersiz olmanın betimlemesi benim için tam olarak böyle.

Değersizlikten bahsetmişken, nasıl değerli olabiliriz, biraz bundan bahsedelim. Çok basit bir çözümü var. Meditasyonların bir numaralı cümlesi, biraz insan psikolojisi okuyan herkesin gözdesi o cümle: "kendini sev". Herkes hiç durmadan söylüyorsa bu cümleyi, bir anlamı var demeli ve incelemelisin. Derin nefesler almana, düzenli bir uykuya, mükemmel başlayan o sabahlara ihtiyacın yok. Bu şekilde başlamadığın hiçbir gün için kendinden nefret etme, kendini "değersizleştirme". 

Değer denen o derin duygu tam olarak senin beyninde kurduğun algıyla başlıyor. Sen kendini tüm güzelliklerinle, belki sana eksik gelen yönlerinle, yanlışlarınla, o hiç yapmam dediğin hatalarınla seversen özelleşiyor, değerine değer katıyorsun. Evet, yapmayacağına yeminler ettiğin, belki üzerine bahislere girdiğin o hataları kabullenmek zor. Ama biliyorsun bugün seni sen yapan, gücüne güç katan her şeyi yaşadıklarınla öğrendin. Ve sen daha kendine inanmazken nasıl bunu başkasından beklersin?

Kendine oluşturduğun o güvenli alana aldığın insanlara biraz kendinden bahset. Kendini sevdiğinden. Bu sevginin enerjisi karşındaki insanlara yansıyacak, hatta yansımakla kalmayacak, yeniden sana sekecek. Bundan emin ol.

Kendimizi piyasaya yeni girecek bir marka gibi düşünebiliriz aslında. Satış stratejimiz, marka değerimiz, fiyat politikamız olmalı. Kendi belirlediğimiz standartlar piyasada tutunmamızı sağlar, tüketiciler de onların alım gücü sayesinde oldu zanneder. Değerli olmak yalnızca duygusal ilişkilerimizde hayatımıza dahil olmuyorlar. İş görüşmelerinde, ödev sunumlarında, takım çalışmalarında, yalnız başına gittiğin bir market alışverişinde bile değerli olmak isteyebilirsin. Ve bu yüzden kendi değerini hiç kaybetmemelisin.

Aslında tüm bu yazdıklarımın tek bir özeti var: değerli olmak için değerli hisset.

Böyle hissetmiyor olabilirsin ama bazen rol yapman gerekir. Dürüstçe kendinden hoşlanmadığını söylemek yerine, beyaz yalanlarla ne kadar özel olduğunu anlat. Şimdi herkes sende bulduğu o özel alanı keşfe çıkarken sıra sende.

Yıllardır yaşadığın bu zihinde, görmediğin o binlerce özel alana yolculuk başladı, first class seyahatinin keyfini çıkar!