Gidelim buralardan,

Gökyüzünün hazin bulutlarla

harmanlanmadığı bir yere gidelim.

Rüzgarın guremâ gibi

yüzümüze vurmadığı bir yere...

Küfrân örtüsünün insanlığı örtmediği,

Nizam terazisinin ayarının kaçmadığı,

Küfrün ortalıkta doludizgin

koşturmadığı bir yere gidelim.

Havası temiz, henüz

zalim nefesiyle kirlenmemiş,

Toprağı kan kokusu görmemiş bir yere gidelim.

Denize kıyısı olan bir yere gidelim,

dalgalar hırçınlığını savmış olsun üzerinden.

İnsanlar olsun, hakikat direklerine gerilmiş beyaz çarşaf gibi fıtratları olsun özlerinde.

Gidelim buralardan,

Yüreklerde mefkûresi kızıl elma olan bir yere...

Yoksa böyle bir yer, olmasın varsın.

Gerekirse kimsecikler kalmasın.

Korkmam ben yalnızlıktan,

mücaseret pelerinim var benim.

Yürürüm korkmadan,

berkarar adımlarla,

Yüzümde mütebessil, göğsümde iman zırhımla.

Zikri, adalet-i şeriat ferişteler var

dört bir yanımda.