tenine dokunmak,

ağır ve sancılı bir doğum gibi,

her seferinde bir hayat doğuruyorum dudağından.


seni büyütmek,

aşkı, sevişmeyi ve umudu.

neyim varsa bağladım sana.

umudumu, uyanışımı, keyifle kahve içmeyi bile.


şimdi sen bir kenarda -gitmeye öyle yakın-

tutmasam düşeceksin o kendi sürdüğümüz uçurumdan,

kalırsan uçurumdan döndüğün dünya -bize kucak açacak mı?

kucağımda cevaplamadığın binlerce soru.


altını çizdiğim şiirler ve gizli öznelerin benim için tanıdık siması,

her dizede ellerini gözüme sokuyorsun,

sevdiğim yazıları, şairleri ve şarkılarımı acıtıyorsun.

geçecek dersen, geçecek mi hakikaten?


dudağını seviyorum,

usul usul öpmenin acı ve kimsede aranamayan acı tadını.

-bu kadarım işte ben sana sunacağım şeyler bu-

biraz çocuk gülüşü birkaç deli saçması ve sinir kahkahaları.