Kendi tabutu başında çıplak ayak bir dilenci, ağlayan
Belli ki ağlamak yeterli bir şiirdir tek başına
Onun kelimeleri benim ağzımda büyüyor
Sonra gırtlağıma ağ örüyor acımasızca
Kırk kere çarpsak birbirimizi aşkla
Ancak sıfır eder bu vasat ruhlar
Onun bacakları benim sırtımda uzanıyor
Sonra kanatlarıma sızıyor apansızca
Maksadını aşan hastalıklı bir sevgiyle kalbimi dikiyorum evine
Senin evin benim zihnim, bulanık sularla kulaklarımdan akan
Onun bir kılıcı var kınından kanlar sızan
Gölgemde taşıyorum yıllardır hiç yıkamadan.
Onun, hatırladığım bir tek göğsü var ki
Gökyüzünden geniş olan.