Bazı şeyler yazılarda kalmalı

 

Benim için yalan ve riya

Tükenmiş hayatları çamurlu çukurlardan kazıp

Sonu gelmeyen sonbahar döngüsünde sürükleme sanatı

 

Eminim ki beni okuduğunda

Bu aşk şiirleri ve yakarışlar yüreğini sızlatıyor olmalı

İçin acımasın bu gördüklerine

Aşk, sevgi, özlem benim neyime?

Yazabileceksem alırım insanları kalbimin çevresine

O kapıyı açmam ama kandırırım illüzyonların en güzeliyle

 

Saf ayakları ve oynanan aptallıklar

Yaşamımın içine ekilmiş yüzlerce çürük tohum var

Derimi dele dele gün ışığını arıyorlar

Onlar da bittiği yerden kaçıyorlar

-Kökünü kesmek kurtulmak sanıyorlar

Bunca benzerlikler ve saçmalıklar

Yine de nefes almadan yaşanır sanmak

Çok da ütopik değil, görmelisin

Bu ülkede umutsuzluktan bol ne var?-

 

Gerçeklik bir yanılsamadır o yüzden izin veririm

Tutunsun insanlar ucu kör el fenerlerine

Çünkü meşaleleri söndüğünde ve ellerine değen ateş gözlerini kavurduğunda

Artık gölgelerde saklanan canavarları korkutan ne kalacak?

İnsanın çoğunluktan başka bir üstünlüğü yok o kimselere

Ve çoğunluk da belli ki yıllardır dönmüş sırtını

Ardından ağlanan o aydınlık tarafa

Yürüyor yapılan modern yollardan

Üç beş kuruşa çırpılan eller ve fırlatılan hediyelerin arasından

 

Son dakikalara oynuyoruz

Utanmadan kaçıyorum

Ruhumun yarısını sütünü emdiğim bu topraklara gömerek

Bir vatan haini mi, yoksa bir ahlaksız?

Bu devirde hak arayana her sıfat yakıştırıldı, ne yazık

Bu tasalanmalar öldürmediyse bizi

Sonsuzluk güzel biten peri masallarıyla bağdaştırılmamalı

Mutsuzluklar da sonsuza dek sürecek

Ruhumuz sönecek ama bedenimiz görecek