Şimdi bizim demlenmiş sevdamızdan artakalan

katran rengi bir tat anılarda

yakın geçmişten gelen ardı sıra

dudaklarının tadı ve ellerin

soğuk duvarlarda ışığı ararcasına

çeşitli bedenlerde benliğini aradığın ellerin

en az duvarlar kadar soğuk

ışık kadar kayıp benliğin

güneşi beklemelisin

ve bilmelisin ki güneş yalnız günü aydınlatır

kafamın içini sen, seni bilmem.

yokluğun burada sancılı bir zifir

şurada, gırtladığımda

senin zihnindekine benzer düğümler

sen konuşsan çözülecek olan ne varsa

burada bi' fazla

sözcükler

ilginç bir mecburiyetle bağlıyım onlara

yazdıkça deliyorum

yazmasam ölemiyorum

-miş gibi olmaktan öyle korkuyorum ki.

ardımda kaldı şen kahkahalarımız

hesapsız sevmek ardımda

ve sevda uğruna kendimi ve kendime ait sandığım ne varsa tüketmek

ardımda kaldı son kez bizli cümleler, iki kişilik ne varsa

sen ışığını ara dur,

ben nihayet karanlığımla yüzleşmeliyim.