Günaydın eskimiş dört duvar arasında çürüyen ruhum, acısı tazelenen anılarım. Günaydın kırılgan nefesimin ısıttığı küçük kuş. Günaydın yeryüzünü temizlemeye çalışırcasına akan gök yaşları, yağmurdan kaçanlar, kaçmaya çalışanlar. Günaydın otobüs durağında her gün gördüğüm kedi, ağacın kollarına saklanmış kuş, duraktaki yolcular. Günaydın simit sokağı, akbil doldurduğum bakkal, otobüste artık yabancı olmayan o yüzler. Günaydın güne yetişmeye çalışanlar, soluklanmaya vakti olmadan çalışmak zorunda kalanlar, yokuş aşağı poşetle karda kayan çocuklar. Ve günaydın onları sadece pencerenin ardından izleyenler...