Gün yakıcı, gece umut edici, serinletici...

Belki tam tersi, gün umut vadedici, gece o kadar donuk ki.

Bazen gündüzleri, geceler yer değiştirircesine öyle tutarsız çizgide başlayan bir melodide hissederim ki duygularımı, düşlerimi alıp nereye, günün hangi anına koyayım bilemem. Saatlere sığdıramadığımız anlara, bazı anlarımız zamanımızın hiçbir anına sığamıyor; yaprak kıpırdamıyor, rüzgar esmiyor, ay saklanıyor, güneş ortalarda yok, sokak lambası donuk. Monotonluk da kendi karanlığına ışık tutuyor, bir Ahmet Kaya şarkısına askıntılık ediyor. Uyulmak istenen, uyku öncesi gelişiveren bu gecenin hıçkırıkları bunlar sadece.