Güzel sonla bitmez her hikaye. Bazı insanlar hayatımıza bize nasıl sevmemiz ya da nasıl sevmememiz gerektiğini öğretmek için girerler ve giderler. Çünkü derin ve dokunaklı hisler yaşatan herkesin içimizde yuva kurması gerekmez. Teninin altında raks eden anılar, göz kapaklarının altında yanık kalan geceler kalır bazı hikayelerin ardında.


Bazı hikayeler, hayatın bazen nazik olabildiğini, zekanla alt etmen, her zaman kontrol etmen gereken bir şey olmadığını öğretir sana. Onun yumuşak olabileceğini, öyle olmasa bile, kenarları pürüzlü ve dağınık olsa bile yine de bir ders barındırabileceğini, seni içten içe büyütebileceğini ve her zaman acımasız olmak zorunda olmadığını, koşulların seni aşağı çekebilmesine rağmen yükselmeyi seçebileceğini gösterir.  


Yalnızca böyle hikayelerle hayatın bir şekilde yoluna girdiğini, sadece zaman verirsen, sürece güvenirsen kendini bir araya getirmenin kazandırdığı cesareti keşfedebilirsin. Böylece ihtiyacın olduğu kadar yavaş yavaş, iyileştiğin kadar nazikçe ilerleyebilirsin. Çünkü bazen edindiğin cesaret savaştan ve kan dökmekten oluşmaz; bazen cesaret sessiz bir mücadeledir, içindeki loş bir pırıltıdır, en karanlık günlerinde bile parıldar ve sana güçlü olduğunu, büyüdüğünü ve umudun olduğunu hatırlatır.