Kanserli kuş uçmayacak mı?


Günler artık dününden başlıyor

Çarklar işliyor bir üstlenen çıkınca acıları

Ve dönüyor koca dünya geniş betonarmelerde, yazıhanelerde

Ben yersiz ellerimle bir çiçeği elliyorum

Yüzüm kızarıyor ayıptan ve gün,

Bir sapandan fırlayan taş gibi ıskalıyor kötü adamları

Dolmuyor ve yazılmıyor mesai listelerine

Bu da oluyor sonunda

Yorgunluklar, anlaşagelmez işçiler ve ben,

Paydos ediyoruz.


Kadınlar sevgiliyorum güzelliğinden

Tanrısına misafir ediyorum değilim demiyor

Kovup kovup bağışlıyor elleriyle

Oyunlar oynuyor küsüp gitmezliğimle

Beni çocuksuyor gocunmuyorum.


Bir güzel seviyorum omzuna dokunmadan

İnce boynu acı gibi uzun

Uzun boynu sevinç gibi ince

Gözlerimi tutuyor sevince ve

Alkışlıyor tellerim yanarken

Gülüyor ki ben güneşe böyle uzun bakamam

Geceliyor sonra, bahtıma da bakamam

Duvarlanıyor ardında uyandığım kapılar

Çıkamıyorum eliyle koyduğu yerden.


Ona kuşlar yapıyorum ellerimle

Beyazlı, yaşmaklı güzel kuşlar uçuyorlar

Sevmiyor sevilir muhtemeli, göçe koyuyor

Alıyor içimden yaprak döken sonbaharı

Allıyor bilmek istediğim ne varsa

Kırıyor uzağın sevgileri gibi toprağa

O an kaçırmak istiyorum ondan nece sevgi varsa

Kurtarmak istiyorum ellerinden kuşlarımı

Öyle çirkin, öyle kanıyor ki gözleri

Beni öldürse doyar mı diyorum

Doymaz biliyorum.

Kuşları kanserleniyor merhametine

Anlamazdan geliyor güzel değil mi?


Kanserli kuş yaşayacak mı?


Bir sokağa çıkıyorum 

Gün katil gibi saklanıyor

Dövüşe kalkışıyor yolcularla yollar

Kurşun gibi bağırıyor bir tabela adını

Orada evlat acıları, yöresel acılar, saklı acılar peydah oluyor

Ben gözlerimi örtüyorum deli sansınlar diye

Görmesinler içimdeki güzeli

Kaçırmasınlar kuşlarımı

Nazara yakışmaz bilsinler istiyorum.


Ben onların tanrılarını uyurken gördüm

Bir davut yıldızında çocuklar

Kanlı mesai saatlerinde korkuya sarılan kayışlar

Kapmadılar onların ellerini minibüslerde tutunsunlar diye

Koştum sevincimden kuşlarıma

Güzeli gitmiş buldum.


Kanserli kuş ölmüştü.



İllustrasyon: Sezin Hasgüler