o kalkıp gidiyor ve sürüyor anlaşılmaya muhtaçlığım

her baktığım kalabalık örgütlü bir telaş

incecik hazırlanmış kızlar

ve bazı yaşlarda susmak başlı başına bir husumet telkini

nasihatler öpüyor sonra kabzasından sarkan gül dallarını gençliğimin

ellerimi bir yokuşla ceplerime itmişler

insan kendine kalınca herkes nasılda bir başkasının başkasına ihtiyacı

olmaz, ben bu filmin kamera arkasını samimi bulmuyorum

mesela, uçmakla düşmeyi tanıştıralım dost olsunlar diyorum

üstüm başım anarşist

kim bu gövdenin ahkam kesen tarafı

akıl mı yürek mi, yoksa sadece dil mi

bu köprüleri yapanlarla yıkanların derdi ne

suretimi aynaya çarpan gariban zerreler

keşke bombalarınızı çocukların ulaşamayacağı yerlerde patlatsaydınız

kurşun adres sormuyor diyorlar

peki kurşunun çıktığı adres

utanç ruhunu hırsa teslim ettiğinden beri azalıyoruz

mademki övüneceğiz hiç var olmamışlara imrenelim

hangi yangın demokratiktir sevgilim anlat bana

hangi ideoloji ölümden büyük

şiir bir nükleer bomba değilse suçlu biz miyiz şimdi

kimseyi öldürmek için evine kısa öyküler göndermedik diye biz mi hiçiz

işte bak

bildiğim yegâne gerçeklerden biri, dikenli teli icat edenler bizden değildir


ve unutmayın sakın

yıldızları onlardan bahsetmeyerek söndüremezsiniz