tek kişilik bir yatakta uzanmışız

dışarıda yağmur mu var, yoksa ağlıyor musun?

çözemiyorum.

bağırıyoruz, hatta sen dün gece bir bardak kırdın, hatırla.

nedenlerin düş, düşlerin kül

öyle bir an, nasıl böylesine öfke doluyorsun?

bağırıyoruz, hatta sen dün gece kalbimi ellerinle parçaladın, hatırla.

birbirimize göre değil miyiz?

belki ben sana göre değilim yalnızca?

çözemiyorum.

bağırıyoruz, hatta sen dün gece beni sayrı bir yatakta öptün, hatırla.

hem öyle kırıcı hem apaçık safderun.

bu bir şiir mi, bilemiyorum.

sana geniş yataklar, güzel sabahlar,

mesela istediğin gibi kızarmış ekmek,

hatta o çok sevdiğin çilek reçellerinden vadetmek isterdim.

duvarda gülümseyen bir fotoğraf, baş ucunda en son okuduğun kitap.

sahi en son hangi kitabı okuduk, ben okuduğum her şeyin altını çizmek isterim.

yine de hatırla, mesela öyle derler;

ben demem, anlamam aşk üzerine afili sözler söylemekten

ama der ki mesela bilmişler:

"aşk birine silah verip seni vurmamasını beklemektir"

çözemiyorum.

susuyorsun ve beni dün gece o silahla vurdun hatırla.

kan kaybından ölmesem, senin beni vuruşuna içerlendiğimden terk ederdim bu dünyayı.

yine de artık tek kelime etmiyoruz birbirimize.

bunu hatırla.