gözlerimi kapattığımda
indre kıyılarına ışınlıyorum kendimi
orada mutluyum
orada göz bebeklerim gülümsüyor
ve yine orada altın zincirli bir ankayla tanışıyorum
bir anka kuşu neden zincir takar diye sualler soruyorum içimden
"bu zincir senin hayallerine takılı, süheyla"
anlamsız bakışlarımı semaya yöneltiyorum
yere çöküyormuş gibi görünen çiçeğin kahkahasını işitiyorum bir an
gözümden bir damla düşünce yapraklarına
acı bir şekle bürünüyor kahkahası
benim hayallerim tutsak mı sayılırdı kendi bedenimde
bunun da suçlusu benden başkası olamazdı ya
yüreğim tours'a doğru yol alır, her şeye rağmen
havanın güzelleşeceğini sezip de
keyiflenen hayvanlara benzer o vakit ruhum
ben de ciğerlerime inceden mutluluk dolu bir hava çekerim
mutluluk, huzur, şans
getirdiği her ne varsa işte
hepsi içimdedir artık
ben yine ankanın dediklerini düşünür
balzac'ı dinlemeye giderim
zira ondan başkası bana tarif edemeyecektir
bu sözlerin manasını
ve de biraz dermanını
benim hayalim nedir ki tutsaktır bu dünyada
werther'den aşkı dinlemek mi
yahut da kafka ile beraber baba hasreti çekmek
ne bileyim
bunlardır sanıyorum benim hayallerim
hafif bir rüzgar okşuyor tenimi şu vakit
sıradan bir akşamüstü diyebilirdim
ankayla tanışana dek
lakin böylesi heyecan kattı ruhuma
bir gizemin içine düşürdü beni
bulunduğum kıyılarda amaçsızlıkla boğuşan bana
akıntılar bir amaç armağan etti
bir dahaki eylülde görüşmek üzere
indre, rüzgarlar ve de sen
ruhumu canlandırmaya yeten ey yüce akıntı
sare
2020-05-27T12:03:08+03:00teşekkür ederim. :)
Jean Valjean
2020-05-26T19:33:17+03:00Kaleminize sağlık. Güzel bir şiir olmuş.