"Söndürmeden atınız" yazıyordu belediyenin

İzmarit tenekesinin üstünde

Söndürmeden attım ben de

Yandı teneke, duman çıktı her yerinden

Tüte tüte.

Adım attım bilmeden,

Sağ ayakla mı helal oluyordu,

Besmele mi çekmem lazımdı,

Bilmiyorum işte karıncalanmıştı ayağım, attım ben de

Kendimi, 

Uçurummuş meğer.

Düşerken Newton unuttu beni, kafasına düşen haram elma da,

Siz de,

Ben de unuttum birden.

Çizgi filmlerdeymiş meğer sadece düştüğünü fark edene kadar düşmemeler.

Düş kurarken çarşıdaki hesabı unutmalar,

Nereye, nasıl hazır gider ki bir insan? 

Yüzüm de karıncalanıyor,

Ne zaman göreceğim bu uçurumun dibini?

Ellerime rüzgâr çarpıyor,

Ne vakit alacak soracaklar bana,

Sen mi istedin buraya gelmeyi,

Böyle düşmeyi,

Düşüp karpuz gibi patlamayı?

Sorduklarında hayır diyeceğim.