Hayatı, hayatın dışından izleyerek yaşamak zorunda olan herkes adına konuşmacı seçildiğimi düşünerek yazdığım pek çok zamana, pek çok anıya ve pek çok ana teşekkür ederim. Dünyadan kaçıp gitme isteği beni dünyada yaşamaya mahkum ediyordu. Çünkü bildiklerim, gerçekler, doğruluklar; gitmek istediğim yerdeki bilinmezlikler, soru işaretleri yanımda götüreceklerimden farksızdı. Oysaki burada bildiğim üç beş doğruyla nasıl yaşanacağını tam anlamıyla olmasa bile az buçuk öğrenmiştim. En kötü ne zaman, nereye kaçmam gerektiğini öğrenmiştim. Bu yüzden bırakıp gitmek şimdiye kadar katlandığım hayata geçeceğim en iyi kıyak olabilirdi. Ama ben artık böyle kıyakları sadece kendime geçiyordum. İzlediğim filmler, okuduğum kitaplar, dinlediğim şarkılar bana bir yere gidebilme, hem de para harcamadan bunu yapabilme fırsatı veriyordu ve hayat fırsatları kullanmak için uygun bir yer ve uygun bir zamandı. Pes etmeye dair bildiğim çok az şey vardı. Olumsuz fiillerin pek çoğunu yaşama şansı bana verildi ve ben gayet sulu bir şekilde yaşadım. Ancak seçme hakkı verilerek yaşamam gereken acılarda, pes etmek ve buna benzer tüm fiillerden uzak durma hakkımı seçtim. Seçim. Aslında hayatın tüm özeti tek kelimeydi. Bu kelimeden oluşturulmuş tüm cümleler, tüm yaşamış insanların hayatıydı. Kelimeler değildi aslında bizim hayatımız, bu kadar anlam içerebilecek başka bir şey bulamadığımızdan kelimelere, harflere sığınmıştık. Çünkü insan, bir şeyin anlamını bir kutuya hapsetmeyi çok severdi. Ve bu hapsetme isteği, tüm insanların ortak özelliğiydi, o2 gibi. Ancak bazen insanlar bu işi biraz abartıyorlardı. Zaten bir anlama, kelimeye hapsolmuş hayatları bir de kendi kutularının içine sokmak istiyorlardı. İşte insanlığın sorunu burada başlıyordu. Tüm kavgalar, anlaşmazlıklar, anlayamayış bundan kaynaklanıyordu. Çünkü aslında kutuya hapsolmuş hayatımız bizim diğer konularda özgürlük hırsımızı tetikliyordu. Bu yüzden bu kadar öfke fırtınası estiriyorduk ve kafamızdan dumanlar çıkıyordu. Doğamız gereği güven ortamına ihtiyaç duyuyorduk ama güven dolu bir hapishane kimseyi mutlu etmezdi. Hepimiz uçabilen kuşlardık ama bazıları uçmayı bırakalı yıllar olmuştu ve insan, özgürlüğü bir kutuya armağan etmişti.