bir garın karşısında tanımadığım insanları yolcu etmeye gittim,

insanların gözlerine bakıp bana benzer bir hüzün bumak istedim.


işte böyle biraz dünyaya uyum sağlarım dedim,

tren garları, otogarlar, havaalanları.

bir yerlerde biri benim gibi kendini ve içindekini yolcu ediyordur, belki.

bir avuç insan kalıyor kendimden geriye.


hiçbir şehire gitmedim henüz,

ne garip.

ve hiçbirinde de kalmadım.

her yerde eğreti duruyorum,

rengim nasıl uymuyor hiçbirinizin avucuna.


olduğum evin misafiriyim,

linç edilmek için her şey hazır.

bir çığlık atmadığım kaldı geriye,

onu da boğazımdan bastırarak günaydınlarımı söylüyorum.


incencik bir dal gibi her rüzgarda savruluyorum,

keşke nefretimin biraz arkasında dursaydım.


saklamanın ustası birini bulur muyum?

her yerde herkes gibi olan benim gibi.


boğulduğum sular beni çeke çeke dibe götürüyor,

her gardan biraz daha kimsesiz dönüyorum.


kime sorsanız böyle şeylerin lafı edilmez,

herkesi güçlü ve koşa koşa istediği yere varıyor sanırsınız.


bize böyle hislerimizden utanmayı ve yastığa gömmeyi hangi kalpsiz öğütledi?

uslandım böyle kelimeler kullanmaktan,

insanca bir onura sarılmak istiyorum artık süslü kelimeleri bir kenara bırakıp.


zaman geçip gidiyor ve ben de bu yazılardan başka bir şey olmayacağım,

yenilirsem, yenilirim.

yenilirsen, yenilirsin.

hayat bu avuntudan başka pek bir şey değil.